Diyabet (şeker hastalığı) özellikle gelişmiş ülkelerde sedander yaşam,yanlış beslenme ve şişmanlık gibi nedenlerle görülme sıklığı giderek artan önemli bir sağlık sorunudur.
Ülkemizde de oldukça yaygın olup, toplumun %7.2 sinin diyabet olduğu ve bunlardan %2.3 ününde hastalığından haberdar olmadığı yapılan TURDEP çalışmasıyla saptanmıştır.
Diyabetik nefropati; Tip 1 ve Tip 2 diyabetik hastalarda en önemli komplikasyonlardan biridir. Diyabetik nefropati 10-15 yıl boyunca sessiz seyredebilir ve sıklıkla evreler halinde ilerler. Başlangıçta mikroalbüminüri (30-300mg/24 saat) daha sonra makroalbuminüri,hipertansiyon ve böbrek yetmezliği ile devam eder.
Diyabetik Nefropatide Tedavi :
Daha çok sessiz evredeyken gelişen nefropatinin daha fazla ilerlememesi hatta gerilemesi için tedavinin erken evrelerinde planlanması çok önemlidir.
1-Antihipertansif Tedavi :
Protein ürisi olan hastalarda tansiyonun uzun süre kontrol altına alınması ile albumin atım hızında azalma olur. Diyabetik ve kronik böbrek hastalığı olanlarda hedef kan basıncı 130/80 mmHg nin altı olarak önerilmektedir.
2-Glisemik Kontrolün Sağlanması :
İyi bir metabolik kontrol için açlık kan glukoz değerlerinin 140 mg/dl ve altında olması, HbA1c seviyelerinin ise %7-8 civarında tutulması gerekir. Diyabetik böbrek hastalarında hipoglisemi yani kan şeker düzeyinin düşmesi sık görülür. Bu nedenle kan şekeri yakından takip edilmelidir.
Dr. Dyt. Zeynep Koç